Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – ABD’li doktor Sidney Russell, takvimler 1912 yılnı gösterdiğinde engelli hastalarını sıcak tutmanın bir yolunu bulmaya çalışıyordu. Bu amaçla yalıtımlı kaplamayla sarılmış elektrik kablolarının kullanıldığı bir battaniye geliştirdi. 1900’lerin başında başka bir amaçla icat edilen elektrikli battaniyeler, 20’nci yüzyılın ortalarında ise yatakları ısıtmak için kullanılmaya başlandı. Ve son olarak elektrikli battaniye icadının 111’inci yılında?Denizli’de 1 yaşındaki bebeğin hayatına mal oldu. Pamukkale’ye bağlı Çamlaraltı Mahallesi’ndeki 4 katlı binanın bodrum katında yaşayan Minik Masal, annesinin tüm çabalarına rağmen yangından kurtarılamadı. Sık sık yangın çıkarması haberleriyle gündeme gelen battaniyeler ise akıllarda soru işareti yarattı. Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı, Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci, elektrikli battaniyelerinin ardındaki gerçeği açıkladı.
Elektrikli battaniyenin babası, 1912’de ilk tasarımı yapan Amerikalı Doktor Sidney Russell’dı. Russell, engelli hastalarını sıcak tutmak için yalıtımlı kablolarla elektrik akımı her yerine taşınan ve bu sayede de ısınan bir battaniye geliştirdi. 1920’lerde, elektrikle ısıtılan battaniyelerin tüberküloz sanatoryumlarındaki hastalar üzerinde kullanılmasıyla süreç devam etti. Sanatoryumlardaki zayıf düşmüş akciğer hastalarına bol miktarda temiz hava almaları önerildiği için bazen hastane odalarında pencereler sonuna kadar açık olurdu. Hatta kimi zaman hastalar geceyi dışarıda bile geçirirlerdi. Elektrikli battaniyeler bu koşullarda hastaların sıcak kalmasına yardımcı oluyordu. 1930’larda bu geleneksel cihazların birçok versiyonu ortaya çıktı. Bunlar arasında termos şeklindeki elektrikli ısıtıcılar ve ampuller yardımıyla çalışan ‘kubbe’ benzeri yatak ısıtıcıları vardı. 1930’larda elektrikli battaniyeler ABD ve İngiltere’de hasta odasının en lüks donanımı olarak çok daha fazla üretildi.
Bu battaniyeler günümüzün elektrikli battaniyelerinden daha küçük ve çok daha kalındı. O dönemde ‘ısıtma yastıkları’ veya ‘ısıtmalı yorganlar’ olarak adlandırılıyordu. 1936’da ise bir şirket, otomatik sıcaklık kontrolüne sahip ısıtmalı battaniye piyasaya sürdü. Başucu termostatı, odadaki sıcaklık değişikliklerine tepki veriyor ve battaniye buna göre açıp kapanıyordu. Bu ilk elektrikli battaniyeler ayrıca bir kısmı tehlikeli derecede ısındığında battaniyeyi kapatacak birkaç güvenlik termostatı da içeriyordu.
HAYAT KURTARAN ‘2 DAKİKA’ DETAYI
Günümüzde kış aylarında ısınmak için tercih edilen elektrikli battaniyeler, pek çok kere yangın haberleriyle gündeme geliyor. Son elektrikli battaniye dehşeti ise Denizli’nin Pamukkale ilçesinde yaşandı. Anne Sinem Y. tüm çabalarına rağmen 1 yaşındaki kızı Masal’ı yanan battaniyeden kurtaramadı. Anne, baba ve oğulları ise ağır yaralandı. Prof. Dr. Osman Çerezci, elektrikli battaniye kazalarından en iyi korunma yönteminin, yatağa girmeden 2-3 dakika önce battaniyenin fişini prizden çekmek olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Birçok kişi prizden çekmek yerine battaniyeyi düğmesinden kapatmayı tercih ediyor. Elektrikli battaniye kazalarından en iyi korunma yöntemi yatağa girmeden 2 ila 3 dakika önce battaniyenin fişini prizden çekmek en iyi yöntemdir. Kaçak akım rölesine (devrede meydana gelmiş kaçak akımı anında algılayarak olası tehlikeleri önleyen cihaz) güvenerek battaniyeyi fişe takılı olarak kullanmak, yatakta bu şekilde uyumak manyetik alan maruziyetini önlemez. Çok riskli ve tehlikeli bir kullanım biçimi.”
Prof. Dr. Osman Çerezci, elektrikli battaniyenin diğer elektronik cihazlara etkisine de değindi. Prof. Dr. Çerezci, battaniyenin elektronik cihazlarla etkileşiminin aradaki mesafeye bağlı olduğunun altını çizerek, “Elektrikli battaniyeler faal iken çevredeki elektronik cihazlara etki edip etmemesi mesafeye bağlıdır. Eğer bir insan kalp pili taşıyorsa elektrikli battaniyenin kalp piline etki etme olasılığı yüksektir. Zaten kalp pili kullananlar için kullanım kılavuzunda manyetik alanlardan uzakta kalması uyarısı yapılır” dedi.
‘VÜCUT KANSERE KARŞI KORUMASIZ KALIYOR’
Dünya Sağlık Örgütü düşük frekanslı manyetik alana maruz kalmanın 2B sınıfı kanserojen (insanlarda kansere yol açma ihtimali yüksek) tehlikesi yarattığı noktasında uyarıda bulunmuştu. Elektrikli battaniyeler de kişiyi direkt olarak manyetik alana maruz bırakması nedeniyle bu açıdan riskli olabiliyor. Prof. Dr. Osman Çerezci de elektrikli battaniyelerin kanser ile ilişkisini açıklayarak sözlerini şöyle noktaladı:
“Elektrikli battaniye fişe takılı olarak yatağa girilirse ve bu halde bırakılarak uyunursa sağlığa çok zararlıdır. Bu tehlikeli kullanımın iki açıdan etkisi vardır. Birincisi elektrikli battaniyenin içinden geçen akımlara vücudun çok yakın olması dolayısıyla kablolardan yayılan manyetik alan doğrudan bedeni maruziyet içinde bırakır. Bu şekilde kullanış dolayısıyla insanlar soğuktan korunuyor olabilir fakat vücudunu kanser etkisine karşı korumasız bir pozisyona sokmuş olur. Ayrıca uyandığında manyetik alanla vücudunun sürekli biyolojik etkileşmesi dolayısıyla bedeni dinlenmiş olmaz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu çeşit düşük frekanslı manyetik alan maruziyetini 2B sınıfı kanserojen olarak ilan etmiştir.”