Global Strateji Araştırma Merkezi Başkanı emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Amerika’nın Türkiye’ye vermeyi kabul ettiği F-16’ların elektronik imtiyazının İsrail’in elinde olduğunu belirterek Yunanistan’a F-35 yeni nesil uçakları verecek olan ABD, Türkiye’yi F-35 projesinden çıkardıktan sonra, F-35 yerine F-16 satmayı kabul etti. F-16’ların elektronik imtiyazının İsrail’in elinde olduğunu belirten Yaycı, Türkiye’nin bugüne kadar F-16’lar konusunda İsrail’den bilinen pek destek almadığını, dolayısıyla İsrail’e bir bağımlılığımızın olacağını düşünmediğini söyledi.
Yaycı, F-16’lar üzerinden Türkiye-İsrail ilişkilerini SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e anlattı.
F-16’ların geçmişi 1960’lı yılların başına, Vietnam Savaşına uzanıyor. Vietnam Savaşı’nda daha hafif ve manevra kabiliyeti yüksek bir savaş uçağına ihtiyaç duyulmasıyla birlikte ABD Hava Kuvvetleri, 1969’da “Hafif Savaş Uçağı” programı başlattı. Bu kapsamda F-16’lar General Dynamics firması tarafından tasarlandı. F-16, ilk uçuşunu 1974’te yaptı, 1978’de ise hizmete alındı. Türkiye, 1981’de F-16 satın alma kararı aldı. 1987’de ilk F-16’lar teslim edildi.
Türkiye’de, 1987 yılında TUSAŞ’ta F-16 montajına başlandı. Körfez Savaşı’nın etkisiyle de 1990’larda F-16 filosunu genişletti ve modernize etti. Körfez Savaşı sırasında ABD’den 40 adet F-4E Phantom uçağı hibe alındı.
İsrail firmaları, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan F-4 savaş uçaklarına monte edilmek üzere istihbarat ve keşif amaçlı kamera sistemleri üretiyordu. 2000’li yıllarda F-16’ları İsrail ile işbirliği içinde güncelledi ve yeni nesil Block 50 konfigürasyonunda 80 adet F-16 daha üretti.
1990’lar ve 2000’ler boyunca Türkiye, F-16 filosunu sürekli olarak modernize etti ve güncelledi. Elektronik sistemlerin yenilenmesi, aviyoniklerin (uçuş sistemi) geliştirilmesi ve silah sistemlerinin entegrasyonu gibi çalışmalar yapıldı. Bu, Türk F-16 filosunun operasyonel kapasitesini ve etkinliğini artırdı.
İSRAİL DE UÇAKLARIMIZIN YAZILIMINI GÖRÜYOR
1979’da İran’daki Şah rejiminin devrilmesinin hemen ardından İsrail F-16 uçaklara sahip olan ilk devletlerden birisi oldu. İsrail, F-16’ları çeşitli çatışma ve operasyonlarda kullandı, kendi geliştirdiği sistemlerle uçakları modernize etti. Bu gelişmelerle birlikte İsrail ile Türkiye ilişkilerinde de F-16’lar önemli bir etken haline dönüştürüldü.
Global Strateji Araştırma Merkezi Başkanı emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, F-16’ların elektronik imtiyazının İsrail’in elinde olduğunu belirterek, SÖZCÜ okurları için şu açıklamaları yaptı:
■ ABD, İsrail uçaklarına söz konusu yazılımı açık kod olarak verdiği için, İsrail istediği değişikliği yapabiliyor ve Türkiye’nin elindeki yazılımı da görebiliyordu. İsrail bu sayede F-16 özelinde önemli bir elektronik imtiyazı elinde bulundurmaktaydı. İsrail F-16’lar üzerindeki geliştirme ve güçlendirme imkanını ise F-16A/B avcı uçaklarının F-16C/D konfigürasyonuna modernizasyonunu içeren ‘Barak’ (Yıldırım) programı olarak adlandırılan bir süreç ile inşa etti.
■ Modernize edilen F-16C/D Barak avcı uçakları gelişmiş aviyonikler, radar sistemleri ve silah kabiliyetlerine sahip oldu. Öyle ki; İsrail’in kendi özel gereksinimleri için geliştirdiği ve İsraillilerin ‘Sufa’ olarak isimlendirdikleri bir F-16İ modeli dahi bulunuyor. Bu, onu hizmetteki en gelişmiş F-16’lardan biri haline getiriyor.
İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ ÖNCELİKLİ
ABD’nin 1979 yılından itibaren İsrail’e son teknoloji F-16 kitleri ve açık kaynak kodları sağladığını, İsrail’in başta bölgedeki Arap ülkeleri olmak üzere diğer ülkelere karşı güç çarpanını muhafaza ettiğini anlatan Yaycı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
■ ABD, diğer bölge ülkelerine de F-16 satışları gerçekleştirmiş olsa da her zaman İsrail’in güvenlik önceliklerini öne aldı. Bu konuda uzmanlaşmış birçok uluslararası araştırmacı da İsrail kendi elektronik aksamını yapmakta olduğunu ve İsrail jetlerinin Amerikan muadillerine göre birkaç kat daha iyi donanıma sahip olarak ciddi şekilde modifiye edilmiş olduklarını belirtiyor.
■ İsrail’e tanınan teknoloji imtiyazları ve güvenlik garantileri sayesinde F-16’lar hususunda son derece önemli bir altyapı, elektronik ve eğitim gücü elde etti. Öyle ki; 6 Ocak 2021 tarihinde Yunan Hava Kuvvetleri ile İsrail merkezli Elbit Systems şirketi arasında, Yunan Hava Kuvvetleri Komutanlığı mensubu pilotların eğitim faaliyetleri için 1.68 milyar ABD Doları değerinde bir anlaşma imzalanmıştı.
■ 2022 yılında da Polonya, ülkenin hava gücünün bel kemiğini oluşturan F-16’lar için simülatör anlaşması yapmış ve toplam 36 milyon dolarlık projede İsrail merkezli Elbit şirketi tarafından tasarlanan Tam Görev Simülatörü’nden (FMS) 4 adet satın almıştı. İsrail gerek kendine özgü F-16’ları geliştirme, gerekse F-16’ların elektronik ve kod altyapısını geliştirme konusunda ileri noktalara ulaştı, hatta bu alanda tekel olmuş vaziyette.
TÜRKİYE, ALACAĞI F-16’LARDA İSRAİL’E BAĞIMLI MI OLACAK?
Türkiye bugüne kadar F-16’lar konusunda İsrail’den destek aldığına ilişkin iddiaların teyit edilemediğini anlatan Cihat Yaycı, ‘dolayısıyla bir bağımlılığın söz konusu olacağını sanmadığını’ belirtti ve açıklamasını şöyle sürdürdü:
■ Ancak, her ne kadar F-16’ların montajı uzun yıllardır Türkiye’de yapılıyor olsa da seyrüsefer, dost-düşman tanımlama ve savaş sistemlerine ilişkin yazılımları yurt dışından tedarik ediyoruz. ABD’nin 28 Ocak 2024’te Türkiye’ye F-16 satışını onaylamasının ardından geleceğe dair kritik sorular ve sorun ihtimallerini de düşünmek durumundayız.
ABD, Türkiye’nin F-16’ları modernize etmesine veya yeni uçaklar almasına da uzun süre engel oldu. Bununla yetinmeyip Yunan, Rum, Ermeni hatta Hint lobilerinin destekleriyle de şartlar koşuyor. Bunun en somut örneği de şu; ABD, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almasından sonra F-35 programından çıkarması ve F-16 satışını da askıya alması süreci idi. Nihayet F-16 savaşı şu veya bu şekilde onaylandı. Bu süreçte F-16’ların kullanımına dair çeşitli şartlar ve kısıtlamalar konmaya çalışıldığı da açık kaynaklara yansıdı”
Umarım ABD, Türkiye’yi İsrail’e mecbur bırakmaz
ABD’nin, Türkiye’nin F-16’ları İsrail’in çıkarlarına karşı zarar verecek şekilde kullanmasını da engellemeye ya da bu konuda şart koşmaya çalışmış olmasının da olası olduğunu değerlendiren Yaycı şunları kaydetti:
“F-16’ların avionik sistemleri, elektronik harp sistemleri ve silah sistemleri (F-16’ların işletim sistemi, mission software yazılımları) gibi kritik altyapılarının bir kısmının İsrail tarafından geliştirildiği ve üretildiği de bilinmektedir.
*F-16’ların bu sistemlerinin bakımı, onarımı ve güncellenmesi için İsrail’den teknik destek ve yedek parça temini gibi bir durumla karşı karşıya kalmayacağımızı umuyorum. İnşallah Türkiye bu kritik yazılım altyapısı için ABD tarafından İsrail’e mecbur bırakılmaz. Türkiye’nin bu riski azaltmak için yerli üretim ve Ar-Ge çalışmaları hızlandırması ve alternatif çözümler geliştirmeye devam etmesi son derece önemlidir. Bu nedenle, Türkiye, F-16’larını yerli ve milli imkanlarla modernize etmek veya yeni nesil savaş uçaklarını üretip, geliştirmek için çalışmalarını artık daha yoğun ve kararlılıkla sürdürmeli.”